8 adımda Kaz Dağları’nın hoşlukları

Zeus’un meskeni
Adatepe Köyü

Osmanlı’dan kalma konaklarla Rum taş meskenlerinin birbirine geçtiği köyün sokaklarında yürümek çok zevkli. Köyde uğranması gereken birinci durak Taş Mektep. Bina restore edilerek ideoloji, edebiyat, sanat ve tarihi barındıran bir fikir merkezine dönüştürülmüş. Kahve molası için iki çınar ağacının gölgesindeki köy kahvesine uğrayın. Köyün girişinden yürüyerek Zeus Altarı’na ulaşabilirsiniz. Efsaneye nazaran ilahların rabbi Zeus, Troya Savaşı’nı buradan izlemiş ve yönetmiş. Köyün dondurmacılarında Adatepe’nin yöresel otlarından yapılan meşhur otlu dondurmayı deneyin.

Fatih’e uzanan tarih
Yeşilyurt Köyü

Bölgenin bir diğer büyüleyici köyü. Bir vakitler Türkler ve Rumların birlikte yaşadığı köyün eski ismi Büyük Çetmi. Tarihi Fatih Sultan Mehmet’e kadar uzanıyor. Fatih, İstanbul’un fethine katkılarından ötürü Türkmenlere köyü ikram vermiş. Onlar da Rum taş ustalarını konutlarını yapmaları için davet etmiş. Vakitle onlar da köyde yaşamaya başlamış. Mübadelede buradaki Rumlar, Yunanistan’a gitmek zorunda kalmış. Yalnızca sokaklarında yürümek için bile rotayı köye çevirmeye paha. Meydandaki çay bahçesinde soluklanıp yöresel lezzetlerin satıldığı dükkânları dolaşabilirsiniz.

Aristo’nun yurdu
Assos

Dünyanın en ünlü filozoflarından Aristoteles’in bir mühlet yaşadığı ve ideoloji okulu kurduğu Assos, Kaz Dağları’nın en huzurlu kaçış noktalarından biri. Bohem bir havası var. Antik liman, Behramkale Köyü ve Assos Antik Kenti Assos’u oluşturan üç bölge. Antik liman şu an çalışmalar devam ettiği için kapalı. Assos bir liman kenti olsa da kent kıyıdan 250 metre uzaklıktaki bir dorukta konseyi. Behramkale Köyü, Assos surlarının girişinde. Antik kentin en kıymetli kalıntısı hayranlık uyandırıcı Athena Tapınağı. Tapınak akropolün en yüksek yerinde heyeti ve günbatımı için de kusursuz bir nokta.

Hikayesi hüzünlü, görüntüsü şahane
Hasan Boğuldu ve Sütüven Şelalesi

Hasan Boğuldu Şelalesi, Kaz Dağları Ulusal Parkı içinde. Yörük kızı Emine ve ovalı Hasan’ın aşkı sinemalara ve Sabahattin Ali’nin hikayesine bahis olmuş. Öyküsü hüzünlü lakin görüntüsü şahane. Alana girdiğiniz vakit evvel Sütüven Şelalesi çıkacak karşınıza. Buradan yürüyerek Hasan Boğuldu Şelalesi’ne ulaşabilirsiniz. Yazın sularında yüzülebiliyor lakin kimse buz üzere suya kolay kolay dayanamıyor. Saffet Emre Tonguç, Kraliçe Sisi’yi canlandıran müze görevlisiyle…

Cam terastan dağ görünümü
Şahinderesi Kanyonu

Kanyon Kaz Dağları’nın bacası olarak anılıyor. Dağdan çektiği bol oksijeni ovaya dağıtıp denizin iyotlu havasını dağa çıkarıyor. 26 kilometre uzunluğunda. Gezerken dikkatli olmalısınız. Bilmeyenlerin çarçabuk kaybolabildiği bir yer. Kanyonda çok sayıda şifalı ot var fakat toplamak yasak. Bu yıl hizmete giren cam terasta mola verip Kaz Dağları’nın hoşluğunu bir defa de buradan izleyebilirsiniz. 600 metre yükseklikteki şeffaf taban benim için biraz korkutucu olsa da seyir zevki yüksek bir yer.

Kuzey Ege tarihi burada canlanıyor
Kaz Dağları Müzesi

Murat ve Uğur Bostancıoğlu kardeşlerin eski yağhaneyi restore ettirerek merhum babaları Ali Bostancıoğlu’nun anısına kurdukları müze bölgeye has taş bir binada hizmet veriyor. Arkeolojik ve etnografik olmak üzere iki kısmı var. Kuzey Ege tarihine ilişkin antik eserler, kıymetli evraklar, sikkeler ve yöresel kıyafetler sergileniyor. Atatürk’ün yanı sıra yolu Kaz Dağları’ndan geçmiş Sabahattin Ali ve Tuncel Kurtiz’in balmumu heykelleri var.

Baştan sona bir lezzet öyküsü
Zeytinyağı Müzesi

Müze, Adatepe’nin kıyı tarafı olan Küçükkuyu’da. Bina uzun yıllar sabun üretimi için kullanılmış. 2001’den beri de Zeytinyağı Müzesi olarak hizmet veriyor. Müzede zeytinyağının filtre edilmesinden sofraya gelene kadarki hikayesi anlatılıyor. Zeytinyağı üretimi için gereken zeytinyağı presleri, zeytin toplama aletleri ve koruma etmek için kullanılan kaplar sergileniyor. Müzede taze köy ekmeği banarak zeytinyağı tadımı da yapabilirsiniz. Çıkışındaki dükkânda sabun, zeytinyağı üzere eserler satılıyor.

Müzesi olan Şaman köyü
Tahtakuşlar ve Etnografya Müzesi

Tahtakuşlar, bir Alevi-Türkmen köyü. Fakat köylülerin bir kısmı kendilerini Şaman olarak tanımlıyor. Yaşayanlar kendine has gelenekleri hâlâ sürdürüyor. Buranın en çok ziyaretçi çekme sebebiyse Etnografya Müzesi. Köyde doğan Alibey Kudar isimli bir öğretmen tarafından kurulmuş. Dünya çapında çok sayıda ödül almış. Ülkemizin birinci özel etnografya müzesi. Müzede, Şamanizm sembolleri, klasik Türkmen giysileri, heybeler üzere çeşitli eşyalar sergileniyor.