Gönül coğrafyasından şairler Türkçe’nin “garip şairi” Aşık Paşa için buluştu

KIRŞEHİR (AA) – Türkçe’nin öncülerinden kabul edilen, 13. yüzyılda yapıtlarını Arapça ve Farsça yerine Türkçe yazan Aşık Paşa, Kırşehir‘de düzenlenen milletlerarası şiir şöleniyle anıldı.

Kırşehir Valiliğinin dayanağıyla Kırşehir Kent Kurulu ile Vilayet Kültür ve Turizm Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen 10. Memleketler arası Aşık Paşa Şiir Şöleni, Yunus Emre ilahi dinletisi ve Kırşehir Ustalar Müzik Oyun Topluluğu’nun Neşet Ertaş’tan seslendirdiği yapıtlarla başladı.

Şölenin açılış programında konuşan Vali Yardımcısı İsmail Çetinkaya, Aşık Paşa’nın ve Kırşehir’in geniş kitlelere tanıtılması için fırsat olarak kıymetlendirdikleri bu programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Aşık Paşa’nın Türkçe’nin kullanılmasında öncülük eden bir mutasavvıf olduğunu vurgulayan Çetinkaya, şöyle konuştu:

“Türk lisanı ve kültürünün en kıymetli şahsiyetlerinden olan Yunus Emre, vefatının 700. yıl dönümü olması münasebetiyle UNESCO tarafından anma ve kutlama programları ortasına alınmış, Cumhurbaşkanlığımız tarafından bu yıl Yunus Emre ve Türkçe Yılı olarak ilan edilmiştir. Yunus Emre üzere başta ‘Garb-name’ olmak üzere Türkçe yapıtlarıyla Türk milletinin sesi ve kültürünün, irfan hayatının lideri olan Aşık Paşa’yı tanımak ve tanıtmak hepimiz için ulusal vazifedir. Geçen yıllarda olduğu üzere bu yıl da ülkemizin değişik bölgelerinden gelen şairlerimizin yanı sıra Türk dünyasından gelen şairlerimizin de iştirakiyle Memleketler arası Aşık Şiir Şöleni’nin 10’uncusu düzenlenmektedir.”

Kırşehir Belediye Lideri Selahattin Ekicioğlu da Aşık Paşa’nın tanıtılmasının artık ulusal seviyede yapılması gerektiğini belirterek, “Aşık Paşa etkinliklerini evvel ulusal sonra da milletlerarası boyuta taşımak hepimizin misyonudur. Ahilik Haftası kutlamasını nasıl ulusal boyuta taşıdıysak Aşık Paşa’yı da taşımalıyız.” dedi.

Kırşehir Kent Kurulu Lideri Tahsin Üçgül de Aşık Paşa’nın Kırşehir’de yaşadığına işaret ederek, “Çok yeterli Farsça, Arapça ve İbranice bilmesine karşın her vakit Türkçe’nin savunucusu olmuş, her noktada Türkçe’nin kullanılma uğraşı içinde bulunmuştur. O yıllarda devlet lisanı Farsça ve Arapça olmasına karşın devlet lisanının her vakit Türkçe olması gerektiğini savunagelmiştir.” diye konuştu.

Şölende, Azerbaycan, Irak, Kırım ve farklı vilayetlerden 18 şair, Yunus Emre ile Aşık Paşa’nın mili ve manevi mevzuları içeren şiirlerini seslendirdi.