Görünüm her adımda bizi de değiştirdi

Planımız Fethiye Ovacık’tan başlayıp Alınca Köyü’ne kadar 4 gece 5 gün Likya Yolu’nu yürümekti. Birinci günü, ayaklarımızın pasını atmak için, Kayaköy- Ölüdeniz ortasında ısınma yürüyüşü olarak geçirdik. Her ne kadar Likya Yolu üzerinde olmasa da Kayaköy’de bir gece geçirmenizi tavsiye ederim. Ölüdeniz’le Fethiye ortasında kalmış bir vaha olan Kayaköy, yazın en sıcak günlerinde bile boğucu havası olmayan bir yer. Kayaköy’de, mübadele yıllarında Rumlar tarafından terk edilmiş yüzlerce taş meskeni bir ortada görebilirsiniz. 2-3 saatlik bir yürüyüşle Kayaköy’den Ölüdeniz’e geldik ve günü denizde bitirdik. Birinci gün için kümemizdeki herkesin yeterli iş çıkardığını ve Likya Yolu yürüyüşüne hazırlıklı olduğunu gördük.

Sabahları hava serin

İkinci güne erken saatlerde başladık. Sabahları hava serin. Yükseklerde yürüdüğümüz için fakat öğleye yanlışsız ısınmaya başladık. Ovacık-Faralya ortası Likya Yolu’nun birinci etabı. Doyumsuz Ölüdeniz görüntüsü eşliğinde Babadağ’ın eteklerinde batonlarımızın çıkardığı sesle meditasyon yaptığımız bu etap yaklaşık 4-5 saat sürüyor. Olağan ki bu mühlet sizin suratınıza, molaların sıklığı ve uzunluğuna nazaran değişiyor. Yolda Kozağaç’ta otlu gözlemelerimizi yedik. Yol boyunca akan çeşmeler olduğundan yanımızda çok su taşımamız gerekmedi. Hava da çok sıcak olmadığından su tüketimi az. Zirvemizde uçan Babadağ’dan havalanmış yamaç paraşütleri, aşağıda masmavi Akdeniz ve tabiatın burnumuza getirdiği çeşit çeşit kokular eşliğinde günlük tipimizi tamamladık.

Üçüncü gün nispeten daha kısa bir etap yaptık. Likya Yolu klasiklerine girmiş Faralya-Kabak Koyu etabı Kelebekler Vadisi’nin zirvesinden geçiyor. Burada birçok fotoğraf çektik. Karadan ulaşılamayan ve hâlâ doğallığını koruyan Kelebekler Vadisi yakın vakitte maalesef etraftaki tesislerin vadiden geçen suyu çekmesiyle gündeme gelmişti. Bu türlü olunca da kelebekler vadiden uzaklaşmış. 3 saatlik bir yürüyüş sonrası Kabak Koyu bizi masmavi denizi ve göğe duvar üzere yükselen dağlarıyla karşıladı. Günün sonunda herkes Kabak’ın turkuvaz sularına kendini bıraktı. Koyun sol tarafındaki deniz mağarasına gitmenizi ve yüzerek mağaraya girmenizi katiyen tavsiye ederim. Bu tecrübe sizin için unutulmaz olacaktır.

Dördüncü gün, çeşidimizin en sıkıntı günü oldu. Kabak Koyu’ndan Alınca Köyü’ne, 3 saat süren bir yürüyüş yaptık. Birden fazla çıkış halinde olan bu etap, kümesi biraz meşakkate sokabilir diye düşünürken, havanın kapalı ve sıcak olmamasından ötürü, beklediğimiz üzere sıkıntı olmadı. Daha evvel haziran ayında 32 derecede birebir yolu yapmış ve çok zorlanmıştım.

Şelalede yüzdük

Mevsimi gerçek seçmek hakikaten çok kritik. Alınca’ya çıkarken yol uzunluğu kekik kokuları, çiçekler ve Likya Yolu’yla özdeşleşmiş portakal renkli sandal ağaçları bize eşlik etti. Alınca’da Ramazan’ın Yeri’nde mola verip, bu yolu yıllarca eskiten Yörükleri tanıdıktan sonra, aşağıya farklı bir yoldan inip Kabak Koyu’nun üstlerindeki şelaleden geçtik. Kümeden kimi arkadaşlarımız şelalenin oluşturduğu doğal havuza girip serinledi. Kabak Koyu’na indikten sonra, bir gece evvel konakladığımız yere döndük. Yaklaşık 7 saat yürüyüp 18 kilometre yol yaptığımız dördüncü gün, seyahatin en hoş günü oldu. Beşinci gün dönüş günümüz. Sabah geç kalktık, eşyalarımızı toplayıp yola koyulmadan evvel Kabak Koyu’na son bir defa baktık. Herkesi bir niyet sardığı mutlaktı. Geçirilen kusursuz vakitlerden sonra tıpkı kişi olamazdık, Likya Yolu’nu yaptıktan sonra artık öbür biri olmuştuk ve hayatımızın geri kalan kısmını farklı geçirecektik. 535 kilometrelik Likya Yolu’nun yalnızca 50’sini yürüdük ve Likya bizi geri çağıracak. Dönmemek de mümkün değil…

Dünyanın en yeterli yürüyüş yollarından

• Likya Yolu’nun birinci kısmında Uzunyurt (Faralya) Köyü, Dodurga Köyü, Sdyma, Pınara, Letoon, Xanthos kentleri ve incecik kumlarıyla eski bir liman bölgesi olan Patara var.
• İkinci kısmındaysa yol Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Rhodiapolis, Gagai, Melanippe, Gelidonia, Edrassa, Olimpos, Chimaera ve Phaselis’ten geçiyor.
• 1992’de çalışmalarına başlanan Likya Yolu 1999’dda Kate Clow tarafından yürüyüş rotası olarak hazırlandı.
• Çeşitli kaynaklarca dünyanın en uygun 10 uzun aralık yürüyüş rotasından biri olarak gösteriliyor.
• 535 kilometrelik parkurun tamamı kırmızı-beyaz çizgilerden oluşacak biçimde işaretlenmiş durumda.
• Parkur üzerindeki Gelidonya Feneri görüntüsü 2007 yılında Türkiye’nin en hoş görünümü seçildi.
• Rota üzerindeki yerleşim ünitelerinde konaklama imkanı var.