Küçük ülkenin büyük hoşlukları

Güneydoğu Asya’da bulunan, yaklaşık 720 kilometrekarelik Singapur, bir ada. İstanbul’un yarısı kadar bile değil. Lakin çok da küçümsemeyin, başlı başına bir ülke bu kent. Kurulduğunda Cava lisanında ‘Temasek’ imiş ismi. ‘Deniz kenti’ manasına geliyor. Kendine bağlı 60’tan fazla adası var. 1300 yılı başlarında adaya gelen Endonezya Hükümdarı, gördüğü aslanlardan etkilenerek Sanskritçe ‘Aslan Ülke’ manasına gelen Singapura demiş. 1613 yılına dek kıymetli bir liman kenti olmuş Singapur. İngiliz Sir Thomas Stamford Raffles, 1819’da İngiliz limanını kurunca Singapur’un çağdaş tarihi de başlamış. 1824’te imzalanan mutabakatla bölge, Britanya ve Hollanda egemenliği ortasında paylaşılmış.

Süveyş Kanalı açılınca Doğu-Batı ticareti hızlanmış ve Singapur gelişmeye, zenginleşmeye başlamış. Bu kanalın yarar sağlamadığı ülke kalmamış, yalnızca Amerikalı ve Panamalılara yaramamış, tüm dünya nemalanmış anlaşılan. 2. Dünya Savaşı sırasında Japonlar tarafından işgal edilmiş. Savaş sona erdiğinde İngiliz denetimine geçmiş. Malaya Federasyonu’nun kurulmasıyla Malezya’dan ayrılmış ve günümüzün bağımsız Singapur’unun temelleri atılmış.

Instagram fotoğraflarını ünlü heykeli

Marina Bay, Singapur’un en değerli, en gösterişli bölgelerinden biri. İhtişamlı gökdelenlere, görkemli binalara, köprülere ve caddelere mesken sahipliği yapıyor. Hem eski ve tarihi hem de çağdaş yapılarına rastlayabilirsiniz burada. Gündüzünü de akşamını da yaşamalısınız kesinlikle. Hava kararınca yapılan ışık şovları tartışmasız en düzgünlerden. Instagram kareleri için kesinlikle önünde poz verilen bir heykel var, ismi ‘Merlion Heykeli’. Başı aslan, bedeni balık biçiminde bir heykel ve ağzından su fışkırmasından öteki da bir özelliği yok. İçinde bulunduğu parka da ismini vermiş. Heykelin karşısında dünyanın en kıymetlilerinden ‘Marina Bay Sands’ oteli var. Üç büyük gökdelenin üzerinde duran bir gemi görünümünde… Otelin bir öbür gösterişli özelliği ise içindeki dönmedolap. 165 metre yüksekliğe ulaşan yirmi sekiz kabinli Singapur Flyer isimli dönmedolap, yaklaşık kırk dakikalık çeşit ile Singapur görüntüsü sunuyor uzun kuyrukta bekleyenlere.

Büyülü bahçelerde günbatımı

Otelin ardında kendinizi Avatar filmindeymiş üzere hissedeceğiniz yaklaşık bir milyon metrekarelik Gardens By The Bay isimli bahçeler var. ‘Körfezdeki Bahçeler’ diye Türkçeleştirebileceğimiz parkta 3 bin 332 cam panelden yapılma iki başka kapalı kısım bulunuyor. Bunlara ‘Flower Dome’ ve ‘Cloud Forest’ isimlerini vermişler. Flower Dome yani Çiçek Kubbesi denilen yapıda daha çok Akdeniz, Güney Amerika, Güney Afrika üzere bölgelerde yetişen bitki cinsleri ile devasa bir ekosistem sergileniyor. Cloud Forest’ta ise tam 35 metre yüksekliğinde dünyanın kapalı bir yerde bulunan en yüksekten akan şelalesi var. Bu iki kubbenin dışındaki ‘Supertrees’ yani üstün ağaçlar, ziyaretçilere bir bilimkurgu sinemasının kahramanı üzere hissettiriyor. Burası geceleri büyülü üzere duruyor. Gün batımından sonra müzik ve ışık şovlarıyla eşsiz bir manzara ve ses ziyafetiyle karşılaşıyorsunuz. Buna da ‘bahçe rapsodisi’ diyorlar.

Ülkenin yüzde 20’si yeşil alanlarla kaplı! Son yıllarda ‘dikey yeşillendirme’ projesiyle, binaların balkon ve terasları da bitkilerle doluyor. Esasen Singapur, bitki çeşitliliği açısından çok varlıklı. Singapur Botanik Bahçeleri’nin 160 yıllık geçmişi var. 2016’da UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiş. Asya’nın en cazibeli botanik parkı seçilmiş gezginler tarafından. Hiç görmediğiniz çeşitlerin bir ortada olduğu ünlü ‘Orkide Bahçeleri’ de çok çarpıcı.

Kuralları sert ancak pak ve düzeli

Singapur’da farklı etnik kökenlerden pek çok kişi bir ortada yaşıyor. Hintlilere, Çinlilere ve Malaylara ilişkin mahalleler var. Ve her küme birbirinin hayatına son derece saygılı. Burası yasaklarıyla, kurallarıyla ünlü bir ülke… Berbat kokusu nedeniyle kamuya açık yerlerde durian meyvesi yenmesi, yere sakız atmak, kuşlara yem vermek, asansörleri kirletmek uzun yasaklar listesindekilerden birkaçı. Kurallar çok sert ancak bu ülkenin bu kadar sistemli ve pak olmasında rolleri çok büyük. Bu yüzden cadde adeta bal dök yala durumunda.
Singapur‘un en değerli alışveriş merkezleri, şık ve kıymetli yerleri dünyaca meşhur Orchard Caddesi üzerinde. Yaklaşık iki kilometre uzunluğunda. İstanbul’daki Nişantaşı semti üzerine biraz Bağdat Caddesi, biraz da Paris’teki Champs Elysees’yi ekleyin ki ortaya nefis bir Orchard Caddesi çıksın.